hayvan bakımları
Hangi hayvan olursa olsun yırtıcı, zehirleyici, saldırıcı da olsa hayvanlara asla eziyet etmeyiniz.
Dünyadaki canlı olan nefes alan her seye saygı göstermeliyiz.NASIL BİR İNSANA SAYGI GOSTERİYORSAK HAYVANLARADA HADTA BİTKİLEREDE.Bu yüzden hiçbir canlı eziyet etmemeliyiz.
HAYVAN BAKIMLARI



Su:Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan suyu yediği sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur
bilgisi kesinlikle yanlıştır, ve tavşanın ölümüne sebep olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz, devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan
özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Tavşanlarda bakım hayati bir önem taşımaktadır. Beslenmeyi birkaç faktör etkilemektedir. Bu yüzden aşağıda belirtilen her başlığa uyulması ile dengeli bir beslenme gerçekleştirilebilir.
ORTAM : Tavşanların bulunduğu ortam çok gürültü içermemelidir. Özellikle ani gürültülerden uzak durulmalıdır. Bu ani gürültüye örnek verecek olursak çekiç ile bir şeye vurulması,sert bir cismin yere atılması, bir kitap yada defterin uzaktan masaya atılmasında ortaya çıkacak sesler tavşanları oldukça rahatsız etmektedir. Tabii bu tip rahatsız edici seslerin devamlı olması tavşanları strese sokacak ve hastalanmalarına sebep verecektir.
Tavşanların bulunduğu ortam sıcaklıkları da önemlidir. Tavşanlar 10-30 derecelerde tutulmalıdır. (doğada ne yapıyorlar diye sormayın. çünkü evde beslenilen tavşanların 10-20 yıl önceki akrabaları bile doğada yaşamıyorlardı). Optimum sıcaklık ise 15-25 dereceler arasıdır. Bu çevre sıcaklığına önem verilmesi gerekiyor. Çünkü kışın balkonda tavşan bakmaya çalışan kişiler olabiliyor. Çevre sıcaklığı yazın çok olan bölgelerde öğlen vakti su ile tavşanın kulaklarının ıslatılması onu biraz daha rahatlatacaktır.
Köpek bakımı:
KÖPEĞİN VÜCUT BAKIMI, TEMİZLİĞİ VE EGZERSİZLERİ
Bakım, köpeğin sağlığını ve iş verimini olduğu kadar, görünümünü ve güzelliğini de etkiler. Bakımı gereğince yapılan köpek, kendini daha ilk bakışta belli eder. Tüylerinin parlaklığı ve düzeninden, hareketlerinin canlılığına, bakışlarındaki dikkat ve zekadan, davranışlarındaki güven ve uyuma değin her şey bunu yansıtır. Hepsinden önemlisi, bakılan köpek sevilen köpek demektir, değer verilen köpek demektir. Bu ise, bir köpeğin yetiştirilmesinde besin kadar önemli bir öğedir. Köpek bakımı belirli başlıklar altında toplanabilir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1. Tüylerin ve Derinin Bakımı:
Köpek postlu bir hayvandır. Bu post, onun dış etkilere karşı korunmasını sağladığı gibi görünümünü güzelleştiren bir değer de taşır. Köpeklerin bir bölümünün tüyleri kısa, bir bölümünün orta uzunlukta, bir bölümünün ise oldukça uzundur. Doğal olarak uzun tüylü türler, daha büyük ve özenli bir bakım gerektirir. Özellikle tüy değiştirme zamanı olan ilkbahar, ve sonbahar süresince, bu iş daha büyük bir önem kazanır. Gerekli bakım yapılmadığı takdirde, köpeğin yaşadığı tüm çevre tüy döküntüleriyle dolar. Bu ise insanların sağlığı açısından büyük sakıncalar içerir. Köpek için ise başka açıdan önem taşır.
Fırçalanmayan ve bakılmayan tüyler, köpeği rahatsız eder, kaşındırır. Onları kendi çabasıyla düşürmeye çalışır. Bu ise yaralanmasına, cildinin çizilmesine ve mikrop kapmasına yol açabilir. Bazı deri hastalıkları ortaya çıkabilir. Bütün bu sakıncaları önlemek, köpeğin sağlıklı bir cilde ve tüylere sahip olmasını sağlamak için, normal zamanlarda günaşırı, tüy dökümü süresince günde bir kez fırçalamak yararlı ve gereklidir. Ancak, derinin bu devre içinde son derece hassaslaştığı unutulmamalı, sert kıllı fırçalar kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Köpeğin özel bakım gerektiren bir tür olmadığı durumlarda, genel olarak şöyle bir yol izlenebilir. Tüylerin fırçalanmasına baş üstünden başlanılır ve orta sertlikteki kıl fırça ile hayvanın gerisine doğru sıkıca sıvazlanarak taranır. Sırt bölgesinin taranması bitince, göğüs yöresi ve köpeğin yanları aşağıya doğru ayaklara varıncaya değin düzenli sıralar halinde fırçalanır. Bundan sonra kıllar çıkış yönünün tersine, bir kez daha fırçalanır. Bu tarayış, kıl diplerini güçlendirdiği, deriye masaj yerine geçtiği gibi, kıl diplerine yerleşmiş bulunan toz ve zararlı maddeleri de kabartır. Bundan sonra, yeniden düzgün yönde bir fırçalama ile tüy bakımının birinci aşaması bitirilir.
Islatıldıktan sonra sıkılarak suyu iyice alınan pamuklu bir bez parçası, eski bir fanila ile köpeğin tüyleri çıkış yönünde bastırılarak silinir. Göğüs, karın, bacak ve bacak araları iyice temizlenir. Bu arada deri iyice araştırılarak, kene, pire gibi zararlıların bulunup bulunmadığına bakılır. Eğer görülürse önlemleri alınır.
Kısa Tüylü Köpeklerin Taranması: Kısa tüylü köpeklerin taranmasında kısa ve yumuşak kıllı fırçalardan yararlanılır. Sert ve uzun kıllı fırçalar kullanım bakımından elverişsiz olduğu gibi, köpeğin derisini de çizebilir. Bundan sonra tüylerin çıkış yönüne doğru yapılan fırçalanmayla bütün toz ve pislikler atılır. Köpeğin tüyleri düzenli, parlak ve sağlıklı bir görünüm kazanır.
Uzun Tüylü Köpeklerin Taranması: Uzun tüylü köpeklerin taranmasında, uzun ve sert kıllı fırçalardan yararlanılır. Böylece sık ve uzun tüylerin arasına girip onları temizlemek ve havalandırmak, düzen vermek mümkün olur. Bu amaçla, dişleri aralıklı taraklardan, tel fırçalardan da yararlanılabilir. Özellikle Kaniş gibi tüyleri kıvırcık ve sert olan türlerin tüy bakımında böyle taraklar ve tel fırçalar gereklidir.

2. Dişlerin Bakımı:
Genç ve sağlıklı köpeklerin dişleri beyaz, parlak ve diş taşlarından arınmıştır. Diş sağlığının, yaşla olduğu kadar beslenme ve bakımla da büyük ilişkisi vardır. Gelişme çağlarında kalsiyum gereksinimi yeterince karşılanan köpeklerin dişleri güçlü ve sağlam olur. Erişkin olduğunda, gevrek, iri sığır kemiği verilen köpeklerin dişlerinde diş taşları oluşamaz ve dişler aşınmalara karşı direnç kazanır.
Dişlerdeki renk sararması, kötü ağız kokuları her zaman diş taşlarından ileri gelmez. Kimi kere bunların nedeni sindirim bozukluklarıdır. Dişlerde görülen önemli arızalar ve diş taşları için mutlaka bir veteriner doktora gitmek gerekir. Ancak, kirli ve sararmış dişler, sertçe bir bezi limon suyuna batırarak silmek veya hidrojen perokside batırılmış bezle oymak suretiyle temizlenip beyazlatılabilir. Dişleri temizlemek amacıyla, kullandığımız türde diş fırçalarından da yararlanmak mümkündür.

3. Göz ve Kulak Temizliği:
Sağlıklı bir köpeğin gözü temiz, parlak ve canlıdır. Çapaklı, donuk ve kanlı gözler sağlıksızlık belirtisidir. Köpeklerde göz temizliğine özen göstermek, çapaklanma ve kanlanma olduğunda, asit borikli suya batırılmış bir pamukla gözleri silip temizlemek gerekir. Çoğunlukla üşütmeden ileri gelen çapaklanmalarda Camomile ve Borasit solüsyonlarının kullanılması yarar Sağlar. Aşırı ve inatçı olaylarda veteriner doktora başvurulmalıdır.
Kulaklar, köpeklerin önemli olduğu kadar duyarlı ve hastalıklara açık bir organıdır. Köpeğin tüylerinin fırçalanması sırasında kulaklar bilhassa incelenmeli kulağın içine doğru giden kıllar dışa doğru taranmalıdır. Köpeklerin kulaklarında, havadaki tozların kulak içlerine girmesini önleyen bir nemlilik vardır. Bunu, kulakta bulunan salgı bezleri sağlar. Böylece kulak kepçesinde tutulan kirler, duyarlı bölgelere girme olanağı bulamazlar. Ancak bunların kulak kepçesinde de fazla oranda birikmesi hastalıklara yol açar, sakıncalar doğurur. Bunların, asit borikli Suyla hafifçe ıslatılmış veya zeytinyağı ile nemlendirilmiş bir pamuk parçasıyla gerektikçe temizlenmesi zorunludur. Ancak bu temizleme sırasında büyük özen gösterilmeli kulak iç
Kulak kepçelerinde biriken kirlerin temizlenmesi, kulak sağlığı konusunda ilerde doğabilecek sorunların önüne geçer.
Kulakta görülebilecek akıntılarda dikkatli olunmalı, böyle durumla karşılaşıldığında zaman yitirilmeksizin veterinere başvurulmalıdır. Çünkü bu belirti, önemli bazı hastalıkların habercisi olarak görülebilmektedir.

4. Ayak ve Tırnakların Bakımı:
Özellikle ev dışında yaşayan, av gibi yürüyüş gerektiren görevler yüklenmiş bulunan köpeklerin ayaklarında aşınmalar, yaralanmalar, çizilmeler, tırnak kırılmaları görülebilmektedir. Bu nedenle, yapılan bakım sırasında ayaklar da gözden geçinilmeli, hayvana rahatsızlık veren bir durum olup olmadığı araştırılmalıdır.
Ayak ve tırnaklar bu iş için kullanıma elverişli bir fırça ile fırçalanmalı, eğer varsa, tırnak arasına sıkışmış olan kurumuş çamur parçaları, toz ve kinler temizlenmelidir. Dolaşılan yerlerde bulunan keskin kenarlı kayalar veya kırık cam parçaları, köpeğin taban yastıklarında derin kesiklere neden
Tırnaklarda kırılmalar olabilir, taban yastıklarına kıymık, diken batabilir. Bu gibi durumların bakım ve tedavisi anında yapılmalı, kesik, çizik ve tırnak yaralarının ihmal edildiğinde bazen büyük sorunlar çıkartabileceği unutulmamalıdır.
Kırılan tırnaklar gibi aşırı uzayan tırnaklar da bakım gerektirir. Normalden fazla uzayan tırnaklar kimi kere kıvrılarak köpeğin etme batar ve iltihaplanmalara yol açar. Kimi kere ise, sağa sola takılarak köpeği rahatsız eder ve sonunda kötü bir biçimde kırılır. Bütün bu nedenlerle zaman zaman köpeğin tırnağını kesmek gerekir. Köpeğin tırnağı, ya bu iş için özel olarak yapılmış bulunan Papağan Gagası adıyla anılan özel bir makasla, ya da manikür takımlarında bulunan herhangi bir tırnak pensi ile kesilebilir.
Tırnak kesilmesi,düşünüldüğü kadar basit bir iş değildir. Yanlış ve hatalı kesim büyük sorunlar yaratabilir. Tırnağın kesim sırasında fazla derin alınması kanamalara ve iltihaplanmalara yol açar. Resimdeki kesime dikkat ediniz. Tırnak, fazla derine gitmeden ve tırnak ucu kütleştirilmeden kesilmektedir. Pürüzlü ve kırık tırnakları törpülemek gerekir. Bu amaçla bildiğimiz tırnak törpüleri kullanılır. Törpülemenin, tırnağın çıkış yönünde olması gerekir. Ters yöne doğru yapılan törpüleme tırnak köklerini zedeler ve iltihaplandırır.
Bakımlı ve sağlıklı bir köpeğin ayaklarında, tırnaklar arasında yabancı herhangi bir madde bulunmaz. Tırnaklar bakımlı ve düzgündür. Uzamış, çatlamış, kırılmış tırnak yoktur. Taban yastıkları bakımlıdır, kesikler, yaralar ve kabuklanmalar görülmez. .

5. Yıkama ve Temizleme.
Köpeklerin cilt dokusu, insanlarınkine oranla çok değişiktir. Köpeklerin ter bezleri yoktur. Yani terlemezler. Köpeğin derisi insanınki gibi hava almaya elverişli yapıda da değildir. Buna karşın köpek zengin sayılabilecek yağ dokusuna sahiptir. Bu yağ bezleri deriyi yumuşak ve dirençli kılan. Köpekleri, koktukları gerekçesiyle sık ve aşırı yıkayanlar, onların sağlığıyla oynar. Köpek, zorunluluk olmadıkça yıkanmamalıdır. Yıkanması gerektiğinde, bu sıcak yaz aylarına rastlatılmalıdır ya da çok iyi kurulanmasına özen gösterilmelidir. Aşırı yıkama derideki yağların yitirilmesine, derinin kuruyarak çatlamasına, tüylerin canlılığını kaybetmesine yol açar. Soğuk havalarda, özellikle ev dışında barındırılan köpeklerin yıkanması şiddetli soğuk algınlıklarına neden olabilmektedir.
Köpek, sağlığı açısından gerekli olduğunda veya sıcak yaz aylarında sı olmamak koşuluyla yıkanabilir. Köpeğin yıkanmasında bazı noktalara dikkat edilmelidir. Köpeğin yıkama suyu veya soğuk olmamalı, 35 C0 dolaylarında bulun malıdır. Köpeğin yıkanmasında kullanılacak şampuan, içinde yağ ihtiva etmelidir.
Kulaklara su kaçmaması için, birer parça pamukla kulakların kapatılması yerinde bir önlemdir. Çünkü, kulağa kaçan su büyük sakıncalar doğurur. Yıkanacak köpek, bir banyo küvetine, genişçe bir lavaboya veya leğene yerleştirilir. Baş kısmı hariç tüm gövde güzelce ıslatıldıktan sonra şampuan dökülerek köpürtülür ve bu köpükler, başın dışında bütün vücuda yayılır. Parmaklarla köpeğin vücuduna masaj yapılarak kirler kabartılır. Daha sonra, bu köpükler tümüyle temizleninceye, tüyler arasında sabun zerrelerinin kalmadığına emin olununcaya değin, uygun sıcaklıktaki suyla yıkanır. Bu arada, bir sünger ıslatılıp iyice sıkıldıktan sonra, köpeğin başı, yüzü, ağzının çevresi, gözlerin etrafı iyice silinip temizlenir. Bundan sonra köpek, yıkanılan yerden bir havluyla alınır. ılık, rüzgarsız, hava cereyanı olmayan bir yerde, eğer varsa elektrikli kurutma makinesi ile, yoksa havlu ile mümkün olduğunca kurulanır. Tüyler çıkış yönünde taranıp fırçalanır.
Eğer hava soğuksa, vücuttaki rutubet tamamıyla gidinceye kadar ev içinde tutulur. Hava güneşli ve sıcaksa, serbest bırakılarak, hareket hainde iken tüylenin kuruması ve güneşlenmesi için olanak tanınır. Ağız çevresinde uzun tüylere sahip olan köpekler, yemek sırasında bunarı kirletir. Böyle özellik taşıyan köpeklerin ağız yöresindeki tüyler, suyu sıkılmış ıslak bez veya süngerle temizlenebilir.
Köpeklerin sık sık yıkanması, yukarda belirttiğimiz gibi, türlü sakıncalar doğurur. Bu nedenle, köpeğin temizliğinde başka yöntemler de uygulanır. Bu amaçla testere talaşı denilen çok ince tahta talaşından yararlanılır. Toz halindeki bu talaş, köpeğin kıllarının arasına avuç avuç dökülerek tüylerle birlikte iyice ovuşturulur. Daha sonra, bunları dökmek için köpeğin tüyleri fırçalanır. Küçük yapılı, uzun ve seyrek tüylü, beyaz renkli bazı köpekler, beyaz tebeşir pudrası ile temizlenmekte iseler de, bu işlem tebeşir tozlarının çevreye dağılması nedeniyle pek pratik değildir.
6. Köpeğin Gezdirilmesi ve Egzersizleri: Bütün köpekler, türden türe süresi ve niteliği değişmekle birlikte, hareket etme ve egzersiz yapma gereksinimi duyar. Sürekli olarak evde yaşayan, narin yapılı bir süs köpeği, bile, bu gereksinimi yeterince sağlanmazsa, normal halini, hareketliliğini, neşesini ve bazen de sağlığını yitirir. Bu tür köpeklerin zaman zaman bahçeye çıkartılarak gezdirilmesi gerekir. Onların sağı solu dolaşmaları, öteyi beriyi koklamaları içgüdülerini canlı tutmaya, türlerine özgü koklama ve işitme duyularını doğal ortam içinde sınayarak özgüvenlerini kazanmalarına yarar. Bununla birlikte, böyle narin türlerin, fazla alışık olmadıkları dış ortamda uzun süre bırakılmaları, elverişsiz havalarda çıkartılmaları sağlıkları üzerinde iyi etki bırakmaz.
İri yapılı köpeklerin, bilhassa özel amaçlarla eğitilip çalıştırılan görev köpeklerinin bu gereksinimi çok daha fazladır. Bunlar, açık havada koşma, serbest kalma, eğitildikleri alanda egzersiz yapma gereksinimi duyarlar. Yarış köpekleri, av köpekleri, koruma ve bekçi köpekleri, çoban köpekleri uzun süre etkinlikten uzak ve hareketsiz bırakılmamalıdır. içgüdüsel tepkilerini doyurmak, eğitildikleri alandaki beceri ve yeteneklerini körleştirmemek için, sık sık uygun yörelere götürülerek serbest bırakılmalı. egzersiz ve antrenman yaptırılmalıdır.
bu yayını bulduğumuz site http://animal-love1.tr.gg/HAYVAN-BAKIMLARI-ve- YED%26%23304%3BKLER%26%23304%3B-Y%26%23304%3BYECEKLER.htm adresidir.
Dünyadaki canlı olan nefes alan her seye saygı göstermeliyiz.NASIL BİR İNSANA SAYGI GOSTERİYORSAK HAYVANLARADA HADTA BİTKİLEREDE.Bu yüzden hiçbir canlı eziyet etmemeliyiz.
Tavşan bakımı:
. |
Tavşanınız bir kafeste yaşayacak, tabii siz kucağınızda mıncıklamaktan, o da etrafta zıp zıp dolanmaktan yorulduğunda. İlk bilmeniz gereken şey, tavşanınızı yavru bile olsa asla kutuda beslemeye kalkmayın. Kutuda yaşayan tavşanların ayakları sürekli ıslak kalacağından kolayca bitlenir ve hastalanırlar. Ayaklarından bir türlü çıkmayan idrar kokusu ise evinize böcek çekecektir. En kötüsü de kutuda yaşayan tavşanlar mutsuz olurlar ve kendisini kucağınıza almanıza izin vermezler, bunu istemezsiniz sanırız?
Kafeste yaşayacak olması, tutsak olacağı anlamına gelmiyor. Kendisi için yeterince büyük (mümkün olan en büyük kafesten bahsediyoruz) bir kafeste mutlu olacaktır, en önemlisi kendini güvende hissedecektir. Aynı kuşlar gibi kafesin kapağı açık kalabilir, böylece istediği zaman girip çıkabilir. Önemli olan şey yemek yiyebileceği, uyuyabileceği, çişini yapabileceği, kemirmek istediklerini kemirebileceği kendine ait bir yuvaya sahip olmanın rahatlığını yaşamasıdır. Kafesin altına gazete sermeyin kemirecekleri için boyalar midelerine rahatsızlık verir, kâğıt havluyu deneyin.
Peki çişini nereye yapacak? Tavşanlar da kediler gibi, konuyu bir kere hallederseniz rahat edersiniz. Kafesinin içine küçük bir kap koyun ve içini talaş ya da kedi kumuyla döşeyin. Biraz iğrenç olacak ama bu kumu çişi ile ıslatın. Bundan sonra buraya gitmesi gerektiğini anlayacak. Çişini evin içinde başka bir yerdeki kaba ya da yemliğine yapmaya kalkarsa kızmayın, sadece bu kabı kumla doldurun ve kafesine koyun. Tavşanınızın tuvaletini kediler gibi balkonda yapmasına izin vermeyin, dediğimiz gibi böcek sorunu yaşamanız ihtimali artar.
Tavşanınız yavru iken onu marul gibi sebzelerle ve meyve ile beslemeyin. Marul kemiren bir yavru tavşan görüntüsüne doyum yok ama ishal olan yavru tavşanınızın hayatta kalma şansı da pek yok. Siz en iyisi üç aylık olana kadar sadece kuru otlar ve hazır yem ile besleyin. Ondan sonra yavaş yavaş taze meyve ve sebze vermeye başlayabilirsiniz. Yine de rejiminin büyük bölümünü hazır yem ve kuru yonca oluştursun, tavşanlar kuru yoncaya bayılırlar. Siz hergün suyunu değiştirin ama pek su sevmediklerini fark edeceksiniz.
Tavşanınızı zorla ele almaya kalkışmayın. Bırakın yavaş yavaş alışsın. Oldukça ürkek bir hayvan olduğundan sizin sevginize ve korumanıza ihtiyaçları var, yani zorlamazsanız onlar size gelecektir. Korktuklarında ayaklarını hızlıca yere vururlar ve genellikle en çok gürültüden korkarlar. Korkan bir tavşanın en rahat ettiği yer, sahibinin elinin altıdır. Orayı bir kere keşfetti mi çıkmak bilmeyecek. Kucağınıza çıkmaya can atan, akşam (kısık sesle) televizyon izlerken yanınıza sokulan bir tavşan kadar sizi mutlu eden bir evcil hayvan bulmak zordur.
Tavşanlar sıcakkanlı hayvanlar olup memeli gurubunda yer almaktadırlar. Yapı olarak çoğu memelinin tersine gündüz uyuyup gece aktiftirler. Yaşam süreleri 7-9 yıl ile sınırlı olmasına rağmen ticari amaçlı yetiştirilen tavşanlar en fazla 4-5 yıl yaşamaktadırlar. Beslenmelerine gelince otçul(herbivor) hayvanlardır. Özellikle yoncayı tercih ederler.Yavrulara sulu gıda (marul vb.) verilmesinden kaçınılmalıdır.Tavşanların gebelik süresi 28-33 gün olması ve yılda 5-8 doğum yapabilmeleri ve her doğumda da ortalama 4-10 yavru vermeleri bir tavşan sürüsünü bir yılda inanılmaz rakamlara ulaştırır.Tavşanın yaşadığı yerin sıcaklığının 10 derecenin altına inmemesi gerekmektedir.Üst sıcaklık limiti ise 30 derecedir.Tavşanın yaşadığı yerde gürültülü seslerin çıkarılması hayvanı strese sokmaktadır.
Erişkin bir tavşan ırklara göre farklılıklar göstermekle birlikte ortalama 3-6 kg. civarındadır. Buna paralel günlük tükettikleri su 300-600 ml. , yem ise (pelet) 150-300 gr civarında olmaktadır. Koku alma duyuları çok iyi gelişmiştir. Üreme ilkbahar ve yaz öncesi çok yüksek sonbaharda çok düşüktür.
Öncelikle havuçtan bahsetmek istiyorum. Malum, tavşan deyince hemen aklımıza havuç gelir ama aslında tavşanlar havuca o kadar da meraklı değildir. Hakikaten biraz araştırınca tavşanların genellikle havuca büyük bir düşkünlüğü olmadığını ve çok fazla havucun da içinde bulunan yüksek şeker yüzünden tavşanlar için zararlı olabileceğini öğrendik. İki günde bir adet veya her gün yarım havuç verilmesinde bir sakınca yoktur.
Tavşanlarla havucun neden bu kadar özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim havucunun turuncu değil sap kısmını çok sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca, yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan oluşan dengeli bir beslenme planı.
Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)- Yeşil yapraklar (marul, lahana,maydanoz, sebze kabuğu, dereotu)- Yarım havuç veya salatalık
- Su
Samanlar güzel olmalı.Eğer küflü olursa ,tavşanınızın sağlığı bozulup ölebilir.Bu yüzden dikkatli olmalıyız.
İşte budu bir yonca yaprağı.Bunun kurusunuda yedirebilirsiniz.
Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir. Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir.
Bu da bir yeşillik türüdür.Tavşanların sevdiği bir yeşilliktir.
Samanın önemi:Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır. Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük
paketlerde satılıyor. Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshoplardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır. Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.

Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini
hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da verilebilir. Altınbaşak veya kepekli çubukları da severek tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda
verilmesi gerekir. 1-2 kilo arasında olan tavşanların alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.
İte bir tavşan maması.
Arada tatlı kaçamaklar için:Arada ödül olarak badem, ceviz, meyve ve kurabiye parçaları verilebilir. Özellikle meyveyi çok severler ama çok fazla verilmesi durumunda zararlı olabilir. Hatta arada kendi yediğiniz kurabiyelerden bir parça bile verilebilir, çünkü tavşanlar buna bayılır, hatta vermezseniz aşırma eyleminde bulunabilirler. Ancak verilen miktar çok az olmalıdır ve sadece arada verilmelidir. Bir iki günde bir olmak üzere bir parça meyve, çok uzak parça kepekli kurabiye gibi.Kafeste yaşayacak olması, tutsak olacağı anlamına gelmiyor. Kendisi için yeterince büyük (mümkün olan en büyük kafesten bahsediyoruz) bir kafeste mutlu olacaktır, en önemlisi kendini güvende hissedecektir. Aynı kuşlar gibi kafesin kapağı açık kalabilir, böylece istediği zaman girip çıkabilir. Önemli olan şey yemek yiyebileceği, uyuyabileceği, çişini yapabileceği, kemirmek istediklerini kemirebileceği kendine ait bir yuvaya sahip olmanın rahatlığını yaşamasıdır. Kafesin altına gazete sermeyin kemirecekleri için boyalar midelerine rahatsızlık verir, kâğıt havluyu deneyin.
Peki çişini nereye yapacak? Tavşanlar da kediler gibi, konuyu bir kere hallederseniz rahat edersiniz. Kafesinin içine küçük bir kap koyun ve içini talaş ya da kedi kumuyla döşeyin. Biraz iğrenç olacak ama bu kumu çişi ile ıslatın. Bundan sonra buraya gitmesi gerektiğini anlayacak. Çişini evin içinde başka bir yerdeki kaba ya da yemliğine yapmaya kalkarsa kızmayın, sadece bu kabı kumla doldurun ve kafesine koyun. Tavşanınızın tuvaletini kediler gibi balkonda yapmasına izin vermeyin, dediğimiz gibi böcek sorunu yaşamanız ihtimali artar.
Tavşanınız yavru iken onu marul gibi sebzelerle ve meyve ile beslemeyin. Marul kemiren bir yavru tavşan görüntüsüne doyum yok ama ishal olan yavru tavşanınızın hayatta kalma şansı da pek yok. Siz en iyisi üç aylık olana kadar sadece kuru otlar ve hazır yem ile besleyin. Ondan sonra yavaş yavaş taze meyve ve sebze vermeye başlayabilirsiniz. Yine de rejiminin büyük bölümünü hazır yem ve kuru yonca oluştursun, tavşanlar kuru yoncaya bayılırlar. Siz hergün suyunu değiştirin ama pek su sevmediklerini fark edeceksiniz.
Tavşanınızı zorla ele almaya kalkışmayın. Bırakın yavaş yavaş alışsın. Oldukça ürkek bir hayvan olduğundan sizin sevginize ve korumanıza ihtiyaçları var, yani zorlamazsanız onlar size gelecektir. Korktuklarında ayaklarını hızlıca yere vururlar ve genellikle en çok gürültüden korkarlar. Korkan bir tavşanın en rahat ettiği yer, sahibinin elinin altıdır. Orayı bir kere keşfetti mi çıkmak bilmeyecek. Kucağınıza çıkmaya can atan, akşam (kısık sesle) televizyon izlerken yanınıza sokulan bir tavşan kadar sizi mutlu eden bir evcil hayvan bulmak zordur.
TAVŞANLAR
Tavşanlar sıcakkanlı hayvanlar olup memeli gurubunda yer almaktadırlar. Yapı olarak çoğu memelinin tersine gündüz uyuyup gece aktiftirler. Yaşam süreleri 7-9 yıl ile sınırlı olmasına rağmen ticari amaçlı yetiştirilen tavşanlar en fazla 4-5 yıl yaşamaktadırlar. Beslenmelerine gelince otçul(herbivor) hayvanlardır. Özellikle yoncayı tercih ederler.Yavrulara sulu gıda (marul vb.) verilmesinden kaçınılmalıdır.Tavşanların gebelik süresi 28-33 gün olması ve yılda 5-8 doğum yapabilmeleri ve her doğumda da ortalama 4-10 yavru vermeleri bir tavşan sürüsünü bir yılda inanılmaz rakamlara ulaştırır.Tavşanın yaşadığı yerin sıcaklığının 10 derecenin altına inmemesi gerekmektedir.Üst sıcaklık limiti ise 30 derecedir.Tavşanın yaşadığı yerde gürültülü seslerin çıkarılması hayvanı strese sokmaktadır.
Erişkin bir tavşan ırklara göre farklılıklar göstermekle birlikte ortalama 3-6 kg. civarındadır. Buna paralel günlük tükettikleri su 300-600 ml. , yem ise (pelet) 150-300 gr civarında olmaktadır. Koku alma duyuları çok iyi gelişmiştir. Üreme ilkbahar ve yaz öncesi çok yüksek sonbaharda çok düşüktür.
Öncelikle havuçtan bahsetmek istiyorum. Malum, tavşan deyince hemen aklımıza havuç gelir ama aslında tavşanlar havuca o kadar da meraklı değildir. Hakikaten biraz araştırınca tavşanların genellikle havuca büyük bir düşkünlüğü olmadığını ve çok fazla havucun da içinde bulunan yüksek şeker yüzünden tavşanlar için zararlı olabileceğini öğrendik. İki günde bir adet veya her gün yarım havuç verilmesinde bir sakınca yoktur.
Tavşanlarla havucun neden bu kadar özdeşleştiğini merak ediyorum. Teorim havucunun turuncu değil sap kısmını çok sevdikleri yönünde. Peki ama havuç yoksa ne yiyecekler? Bol saman, kuru yonca, yeşillik, kuru hazır mama (pelet) ve sudan oluşan dengeli bir beslenme planı.
Büyük bir tavşan için örnek menü:
- Sınırsız saman
- 2 avuç kuru mama
- İki avuç kuru ot (yonca yaprağı)- Yeşil yapraklar (marul, lahana,maydanoz, sebze kabuğu, dereotu)- Yarım havuç veya salatalık
- Su
Samanlar güzel olmalı.Eğer küflü olursa ,tavşanınızın sağlığı bozulup ölebilir.Bu yüzden dikkatli olmalıyız.
İşte budu bir yonca yaprağı.Bunun kurusunuda yedirebilirsiniz.
Yeşillikler:
Tavşanlar tamamen ot-oburdurlar ve yeşil olan her şeyi yerler: Dereotu, maydanoz, salatalık, salata, lahana, enginar ve karnabahar yaprakları, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi. Tavşanların da insanlar gibi damak zevkleri vardır, ve bazı yeşilleri sevip bazılarına burun kıvırabilirler. Yeşilliklerin ve sebzelerin fazla verilmesi durumunda ishal olabilecekleri unutmamak ve bunları mutlaka dengeli vermek gerekmektedir. Daha önce verilmemiş yeni yeşillik veya sebze az verilip kakasında bir değişiklik yaratıp yaratmadığı gözlemlenmeli, yaratmamışsa verilmeye devam edilmelidir. Günde 3 çeşit farklı yeşillik yemelerinde yarar vardır. Miktar konusunda ise önerilen 3 kiloluk bir tavşan için 1 kiloya yakın yeşillik verilmesidir.
Samanın önemi:Tavşan bakımı ile ilgili anahtar madde samandır. Tavşanların her zaman yaşadıkları yerde bol bol (tercihan sınırsız) saman bulunması gerekir. Çok kısa kesilmemiş, uzun samanların tavşan için bir çok faydası vardır: öncelikle sindirim sistemini mükemmel çalıştıran doğal bir gıdadır. Sert yapısından dolayı doğal bir diş bileyicisidir ve diş sağlığı için de son derece yararlıdır. Saman dışında önemli bir gıda kuru otlardır. Bunlar yurtdışında çok yaygın olarak sıkıştırılmış olarak büyük
paketlerde satılıyor. Bunlardan da günde iki avuç kadar vermenin yararı büyük. Bazı petshoplardan kuru yonca yaprağı istetmek ve özel olarak getirmek mümkün. Kuru yonca yaprağı da özellikle hazım sorunu çeken tavşanlar için önerilen gıdadır. Özellikle ishal olduklarında hazır gıda ve yeşilliği kesip saman+ot ile beslenmek genellikle tavşanın beslenme sorununu çözer ve normale döndürür.
Hazır ve kuru mamalar:
Kutu içinde satılan hazır tavşan mamaları mineral ve protein açısından zengin pelletler ve buğday, arpa gibi tohumların karışımdır, biraz hazır kuş yemlerini
hatırlatırlar. Tavşanlar bu mamalarını çok severler ve günde bir, iki avuç bundan yiyebilirler. Bunlar besin açısından yüklü oldukları için fazlası tavşanı şişmanlatabilir.
Bunları bulunmadığı zaman kuru buğday veya arpa da verilebilir. Altınbaşak veya kepekli çubukları da severek tüketirler. Yine, bunların çok sınırlı miktarlarda
verilmesi gerekir. 1-2 kilo arasında olan tavşanların alması gereken miktar 6 yemek kaşığı, yani 2 avuç kadardır.
Su:Her canlının olduğu gibi tavşanların da temiz su içmeye ihtiyaçları vardır. Çok sık duyulan suyu yediği sebzelerden alıyor nasılsa, su vermeye gerek yoktur
bilgisi kesinlikle yanlıştır, ve tavşanın ölümüne sebep olabilir. Tavşanların her gün kafeslerine veya yemek yedikleri alana su bırakılması gerekir.
Ufak not: Tavşanlar su kaplarını devirip oynamayı çok severler. Bu yüzden su kutusunu sabitlemeniz, devrilemeyecek özel bir kap veya pet shoplarda sayılan
özel su haznelerinden alınması gerekebilir. Ama asla susuz bırakılmamalıdır!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
TAVŞANLARDA BAKIM
Tavşanlarda bakım hayati bir önem taşımaktadır. Beslenmeyi birkaç faktör etkilemektedir. Bu yüzden aşağıda belirtilen her başlığa uyulması ile dengeli bir beslenme gerçekleştirilebilir.
ORTAM : Tavşanların bulunduğu ortam çok gürültü içermemelidir. Özellikle ani gürültülerden uzak durulmalıdır. Bu ani gürültüye örnek verecek olursak çekiç ile bir şeye vurulması,sert bir cismin yere atılması, bir kitap yada defterin uzaktan masaya atılmasında ortaya çıkacak sesler tavşanları oldukça rahatsız etmektedir. Tabii bu tip rahatsız edici seslerin devamlı olması tavşanları strese sokacak ve hastalanmalarına sebep verecektir.
Tavşanların bulunduğu ortam sıcaklıkları da önemlidir. Tavşanlar 10-30 derecelerde tutulmalıdır. (doğada ne yapıyorlar diye sormayın. çünkü evde beslenilen tavşanların 10-20 yıl önceki akrabaları bile doğada yaşamıyorlardı). Optimum sıcaklık ise 15-25 dereceler arasıdır. Bu çevre sıcaklığına önem verilmesi gerekiyor. Çünkü kışın balkonda tavşan bakmaya çalışan kişiler olabiliyor. Çevre sıcaklığı yazın çok olan bölgelerde öğlen vakti su ile tavşanın kulaklarının ıslatılması onu biraz daha rahatlatacaktır.
Köpek bakımı: ![]()
KÖPEK BAKIMI
Her canlı varlık gibi köpekler de, yaşamlarını sağlıklı sürdürebilmek için, belirli ortam ve koşullara gereksinme duyar. Barındıkları yerin sağlıklı yaşamalarına elverişli olup olmadığından tutun, gereksindikleri besin türü ve oranının karşılanıp karşılanmaması, temizlik ve bakımlarının yapılıp yapılmaması, hareket etme ve dolaşma olanağı bulup bulmamalarına değin pek çok etken, sağlıkları üzerinde etkiler yaratır. Her ne kadar dış koşullardan etkilenmeyen kişiler için “it gibidir, ona bir şey olmaz!” derlerse de, köpekler, özenli bakım isteyen nazik varlıklardır. Barındırılmaları, beslenmeleri, bakım ve temizlikleriyle diğer gereksinimlerinin karşılanmasında titiz davranılmalıdır. Küçük ihmaller, önemsiz gibi görünen savsaklamalar, bilgisizlikten doğan yanlış uygulamalar, köpek sahibinin büyük çaba ve emekle bile gideremeyeceği sakıncaların kaynağı olabilir. Bu nedenle, köpek bakımında ve onların sağlıkla yaşamalarında büyük önem taşıyan temel konulardan “barınma ve beslenme” üzerinde ayrıntılarıyla durmaya çalıştık. Şimdi de, büyük önem taşıyan diğer bir konuya, köpeğin bakımına değineceğiz. Köpeğin bakımı:a) Köpek barınağının bakım ve temizliği
b) Köpeğin vücut bakımı, temizliği ve egzersizleri olmak üzere iki ana bölümde ele alınabilir.
KÖPEK BARINAĞININ BAKIM VE TEMİZLİĞİ
Köpek barınağının yalnızca sağlık koşullarına uygun oluşu yeterli değildir. Kullanılan her konut gibi köpek kulübesi de zaman içinde kirlenir, aşınır. Bakım ve temizlik gerektirir. Daha önce de değindik, kullanma ve bakım açısından köpek kulübelerinin yeri büyük önem taşır. Kulübe, köpeğin döküntü ve artıklarının ev halkını, eve gidip geleni rahatsız etmeyeceği kadar eve uzak, bakımının kolaylıkla yapılabileceği kadar yakın olmalıdır.
• Köpeğin kulübesi her gün temizlenmelidir.
• Köpeğin minderi her gün dışarı alınmalı, silkelenmeli ve havalandırmalıdır.
• Kulübenin içi, tüy artıklarından, döküntülerden süpürülerek temizlenmeli, parazit bulunup bulunmadığı denetlenmelidir.
• On-on beş günde bir parazitlere karşı ilaçlama yapmak yerinde bir önlemdir.
• Kirlenen, ıslanan minderlerin temizliğine, kuru ve rutubetsiz olmasına özen gösterilmelidir. Minderler gerektikçe değiştirilmelidir.
• Kulübe çevresinin temizliğine en az barınağın temizliği kadar özen gösterilmeli, yiyecek, döküntü, tüy gibi artıklar özenle toplanılarak bahçenin uzak bir köşesinde açılan çukura gömülmelidir. Böylece, insan sağlığına da zarar verebilecek olan parazitlerin neden olabileceği tehlikelerden korununmuş olur.
• Kulübede zamanla oluşabilecek çürüme, kırılma, çatlama, boyaların dökülmesi gibi arızalar savsaklanmadan giderilmelidir. Akan bir dam, rutubet, su geçiren bir taban, yağmurların süzüldüğü, asalakların barındığı çatlak duvarlar büyük sorunlara yol açar.
KÖPEĞİN VÜCUT BAKIMI, TEMİZLİĞİ VE EGZERSİZLERİ
Bakım, köpeğin sağlığını ve iş verimini olduğu kadar, görünümünü ve güzelliğini de etkiler. Bakımı gereğince yapılan köpek, kendini daha ilk bakışta belli eder. Tüylerinin parlaklığı ve düzeninden, hareketlerinin canlılığına, bakışlarındaki dikkat ve zekadan, davranışlarındaki güven ve uyuma değin her şey bunu yansıtır. Hepsinden önemlisi, bakılan köpek sevilen köpek demektir, değer verilen köpek demektir. Bu ise, bir köpeğin yetiştirilmesinde besin kadar önemli bir öğedir. Köpek bakımı belirli başlıklar altında toplanabilir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1. Tüylerin ve Derinin Bakımı:
Köpek postlu bir hayvandır. Bu post, onun dış etkilere karşı korunmasını sağladığı gibi görünümünü güzelleştiren bir değer de taşır. Köpeklerin bir bölümünün tüyleri kısa, bir bölümünün orta uzunlukta, bir bölümünün ise oldukça uzundur. Doğal olarak uzun tüylü türler, daha büyük ve özenli bir bakım gerektirir. Özellikle tüy değiştirme zamanı olan ilkbahar, ve sonbahar süresince, bu iş daha büyük bir önem kazanır. Gerekli bakım yapılmadığı takdirde, köpeğin yaşadığı tüm çevre tüy döküntüleriyle dolar. Bu ise insanların sağlığı açısından büyük sakıncalar içerir. Köpek için ise başka açıdan önem taşır.
Fırçalanmayan ve bakılmayan tüyler, köpeği rahatsız eder, kaşındırır. Onları kendi çabasıyla düşürmeye çalışır. Bu ise yaralanmasına, cildinin çizilmesine ve mikrop kapmasına yol açabilir. Bazı deri hastalıkları ortaya çıkabilir. Bütün bu sakıncaları önlemek, köpeğin sağlıklı bir cilde ve tüylere sahip olmasını sağlamak için, normal zamanlarda günaşırı, tüy dökümü süresince günde bir kez fırçalamak yararlı ve gereklidir. Ancak, derinin bu devre içinde son derece hassaslaştığı unutulmamalı, sert kıllı fırçalar kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Köpeğin özel bakım gerektiren bir tür olmadığı durumlarda, genel olarak şöyle bir yol izlenebilir. Tüylerin fırçalanmasına baş üstünden başlanılır ve orta sertlikteki kıl fırça ile hayvanın gerisine doğru sıkıca sıvazlanarak taranır. Sırt bölgesinin taranması bitince, göğüs yöresi ve köpeğin yanları aşağıya doğru ayaklara varıncaya değin düzenli sıralar halinde fırçalanır. Bundan sonra kıllar çıkış yönünün tersine, bir kez daha fırçalanır. Bu tarayış, kıl diplerini güçlendirdiği, deriye masaj yerine geçtiği gibi, kıl diplerine yerleşmiş bulunan toz ve zararlı maddeleri de kabartır. Bundan sonra, yeniden düzgün yönde bir fırçalama ile tüy bakımının birinci aşaması bitirilir.
Islatıldıktan sonra sıkılarak suyu iyice alınan pamuklu bir bez parçası, eski bir fanila ile köpeğin tüyleri çıkış yönünde bastırılarak silinir. Göğüs, karın, bacak ve bacak araları iyice temizlenir. Bu arada deri iyice araştırılarak, kene, pire gibi zararlıların bulunup bulunmadığına bakılır. Eğer görülürse önlemleri alınır.
Kısa Tüylü Köpeklerin Taranması: Kısa tüylü köpeklerin taranmasında kısa ve yumuşak kıllı fırçalardan yararlanılır. Sert ve uzun kıllı fırçalar kullanım bakımından elverişsiz olduğu gibi, köpeğin derisini de çizebilir. Bundan sonra tüylerin çıkış yönüne doğru yapılan fırçalanmayla bütün toz ve pislikler atılır. Köpeğin tüyleri düzenli, parlak ve sağlıklı bir görünüm kazanır.
Uzun Tüylü Köpeklerin Taranması: Uzun tüylü köpeklerin taranmasında, uzun ve sert kıllı fırçalardan yararlanılır. Böylece sık ve uzun tüylerin arasına girip onları temizlemek ve havalandırmak, düzen vermek mümkün olur. Bu amaçla, dişleri aralıklı taraklardan, tel fırçalardan da yararlanılabilir. Özellikle Kaniş gibi tüyleri kıvırcık ve sert olan türlerin tüy bakımında böyle taraklar ve tel fırçalar gereklidir.
2. Dişlerin Bakımı:
Genç ve sağlıklı köpeklerin dişleri beyaz, parlak ve diş taşlarından arınmıştır. Diş sağlığının, yaşla olduğu kadar beslenme ve bakımla da büyük ilişkisi vardır. Gelişme çağlarında kalsiyum gereksinimi yeterince karşılanan köpeklerin dişleri güçlü ve sağlam olur. Erişkin olduğunda, gevrek, iri sığır kemiği verilen köpeklerin dişlerinde diş taşları oluşamaz ve dişler aşınmalara karşı direnç kazanır.
Dişlerdeki renk sararması, kötü ağız kokuları her zaman diş taşlarından ileri gelmez. Kimi kere bunların nedeni sindirim bozukluklarıdır. Dişlerde görülen önemli arızalar ve diş taşları için mutlaka bir veteriner doktora gitmek gerekir. Ancak, kirli ve sararmış dişler, sertçe bir bezi limon suyuna batırarak silmek veya hidrojen perokside batırılmış bezle oymak suretiyle temizlenip beyazlatılabilir. Dişleri temizlemek amacıyla, kullandığımız türde diş fırçalarından da yararlanmak mümkündür.
3. Göz ve Kulak Temizliği:
Sağlıklı bir köpeğin gözü temiz, parlak ve canlıdır. Çapaklı, donuk ve kanlı gözler sağlıksızlık belirtisidir. Köpeklerde göz temizliğine özen göstermek, çapaklanma ve kanlanma olduğunda, asit borikli suya batırılmış bir pamukla gözleri silip temizlemek gerekir. Çoğunlukla üşütmeden ileri gelen çapaklanmalarda Camomile ve Borasit solüsyonlarının kullanılması yarar Sağlar. Aşırı ve inatçı olaylarda veteriner doktora başvurulmalıdır.
Kulaklar, köpeklerin önemli olduğu kadar duyarlı ve hastalıklara açık bir organıdır. Köpeğin tüylerinin fırçalanması sırasında kulaklar bilhassa incelenmeli kulağın içine doğru giden kıllar dışa doğru taranmalıdır. Köpeklerin kulaklarında, havadaki tozların kulak içlerine girmesini önleyen bir nemlilik vardır. Bunu, kulakta bulunan salgı bezleri sağlar. Böylece kulak kepçesinde tutulan kirler, duyarlı bölgelere girme olanağı bulamazlar. Ancak bunların kulak kepçesinde de fazla oranda birikmesi hastalıklara yol açar, sakıncalar doğurur. Bunların, asit borikli Suyla hafifçe ıslatılmış veya zeytinyağı ile nemlendirilmiş bir pamuk parçasıyla gerektikçe temizlenmesi zorunludur. Ancak bu temizleme sırasında büyük özen gösterilmeli kulak iç
Kulak kepçelerinde biriken kirlerin temizlenmesi, kulak sağlığı konusunda ilerde doğabilecek sorunların önüne geçer.
Kulakta görülebilecek akıntılarda dikkatli olunmalı, böyle durumla karşılaşıldığında zaman yitirilmeksizin veterinere başvurulmalıdır. Çünkü bu belirti, önemli bazı hastalıkların habercisi olarak görülebilmektedir.
4. Ayak ve Tırnakların Bakımı:
Özellikle ev dışında yaşayan, av gibi yürüyüş gerektiren görevler yüklenmiş bulunan köpeklerin ayaklarında aşınmalar, yaralanmalar, çizilmeler, tırnak kırılmaları görülebilmektedir. Bu nedenle, yapılan bakım sırasında ayaklar da gözden geçinilmeli, hayvana rahatsızlık veren bir durum olup olmadığı araştırılmalıdır.
Ayak ve tırnaklar bu iş için kullanıma elverişli bir fırça ile fırçalanmalı, eğer varsa, tırnak arasına sıkışmış olan kurumuş çamur parçaları, toz ve kinler temizlenmelidir. Dolaşılan yerlerde bulunan keskin kenarlı kayalar veya kırık cam parçaları, köpeğin taban yastıklarında derin kesiklere neden
Tırnaklarda kırılmalar olabilir, taban yastıklarına kıymık, diken batabilir. Bu gibi durumların bakım ve tedavisi anında yapılmalı, kesik, çizik ve tırnak yaralarının ihmal edildiğinde bazen büyük sorunlar çıkartabileceği unutulmamalıdır.
Kırılan tırnaklar gibi aşırı uzayan tırnaklar da bakım gerektirir. Normalden fazla uzayan tırnaklar kimi kere kıvrılarak köpeğin etme batar ve iltihaplanmalara yol açar. Kimi kere ise, sağa sola takılarak köpeği rahatsız eder ve sonunda kötü bir biçimde kırılır. Bütün bu nedenlerle zaman zaman köpeğin tırnağını kesmek gerekir. Köpeğin tırnağı, ya bu iş için özel olarak yapılmış bulunan Papağan Gagası adıyla anılan özel bir makasla, ya da manikür takımlarında bulunan herhangi bir tırnak pensi ile kesilebilir.
Tırnak kesilmesi,düşünüldüğü kadar basit bir iş değildir. Yanlış ve hatalı kesim büyük sorunlar yaratabilir. Tırnağın kesim sırasında fazla derin alınması kanamalara ve iltihaplanmalara yol açar. Resimdeki kesime dikkat ediniz. Tırnak, fazla derine gitmeden ve tırnak ucu kütleştirilmeden kesilmektedir. Pürüzlü ve kırık tırnakları törpülemek gerekir. Bu amaçla bildiğimiz tırnak törpüleri kullanılır. Törpülemenin, tırnağın çıkış yönünde olması gerekir. Ters yöne doğru yapılan törpüleme tırnak köklerini zedeler ve iltihaplandırır.
Bakımlı ve sağlıklı bir köpeğin ayaklarında, tırnaklar arasında yabancı herhangi bir madde bulunmaz. Tırnaklar bakımlı ve düzgündür. Uzamış, çatlamış, kırılmış tırnak yoktur. Taban yastıkları bakımlıdır, kesikler, yaralar ve kabuklanmalar görülmez. .
5. Yıkama ve Temizleme.
Köpeklerin cilt dokusu, insanlarınkine oranla çok değişiktir. Köpeklerin ter bezleri yoktur. Yani terlemezler. Köpeğin derisi insanınki gibi hava almaya elverişli yapıda da değildir. Buna karşın köpek zengin sayılabilecek yağ dokusuna sahiptir. Bu yağ bezleri deriyi yumuşak ve dirençli kılan. Köpekleri, koktukları gerekçesiyle sık ve aşırı yıkayanlar, onların sağlığıyla oynar. Köpek, zorunluluk olmadıkça yıkanmamalıdır. Yıkanması gerektiğinde, bu sıcak yaz aylarına rastlatılmalıdır ya da çok iyi kurulanmasına özen gösterilmelidir. Aşırı yıkama derideki yağların yitirilmesine, derinin kuruyarak çatlamasına, tüylerin canlılığını kaybetmesine yol açar. Soğuk havalarda, özellikle ev dışında barındırılan köpeklerin yıkanması şiddetli soğuk algınlıklarına neden olabilmektedir.
Köpek, sağlığı açısından gerekli olduğunda veya sıcak yaz aylarında sı olmamak koşuluyla yıkanabilir. Köpeğin yıkanmasında bazı noktalara dikkat edilmelidir. Köpeğin yıkama suyu veya soğuk olmamalı, 35 C0 dolaylarında bulun malıdır. Köpeğin yıkanmasında kullanılacak şampuan, içinde yağ ihtiva etmelidir.
Kulaklara su kaçmaması için, birer parça pamukla kulakların kapatılması yerinde bir önlemdir. Çünkü, kulağa kaçan su büyük sakıncalar doğurur. Yıkanacak köpek, bir banyo küvetine, genişçe bir lavaboya veya leğene yerleştirilir. Baş kısmı hariç tüm gövde güzelce ıslatıldıktan sonra şampuan dökülerek köpürtülür ve bu köpükler, başın dışında bütün vücuda yayılır. Parmaklarla köpeğin vücuduna masaj yapılarak kirler kabartılır. Daha sonra, bu köpükler tümüyle temizleninceye, tüyler arasında sabun zerrelerinin kalmadığına emin olununcaya değin, uygun sıcaklıktaki suyla yıkanır. Bu arada, bir sünger ıslatılıp iyice sıkıldıktan sonra, köpeğin başı, yüzü, ağzının çevresi, gözlerin etrafı iyice silinip temizlenir. Bundan sonra köpek, yıkanılan yerden bir havluyla alınır. ılık, rüzgarsız, hava cereyanı olmayan bir yerde, eğer varsa elektrikli kurutma makinesi ile, yoksa havlu ile mümkün olduğunca kurulanır. Tüyler çıkış yönünde taranıp fırçalanır.
Eğer hava soğuksa, vücuttaki rutubet tamamıyla gidinceye kadar ev içinde tutulur. Hava güneşli ve sıcaksa, serbest bırakılarak, hareket hainde iken tüylenin kuruması ve güneşlenmesi için olanak tanınır. Ağız çevresinde uzun tüylere sahip olan köpekler, yemek sırasında bunarı kirletir. Böyle özellik taşıyan köpeklerin ağız yöresindeki tüyler, suyu sıkılmış ıslak bez veya süngerle temizlenebilir.
Köpeklerin sık sık yıkanması, yukarda belirttiğimiz gibi, türlü sakıncalar doğurur. Bu nedenle, köpeğin temizliğinde başka yöntemler de uygulanır. Bu amaçla testere talaşı denilen çok ince tahta talaşından yararlanılır. Toz halindeki bu talaş, köpeğin kıllarının arasına avuç avuç dökülerek tüylerle birlikte iyice ovuşturulur. Daha sonra, bunları dökmek için köpeğin tüyleri fırçalanır. Küçük yapılı, uzun ve seyrek tüylü, beyaz renkli bazı köpekler, beyaz tebeşir pudrası ile temizlenmekte iseler de, bu işlem tebeşir tozlarının çevreye dağılması nedeniyle pek pratik değildir.
İri yapılı köpeklerin, bilhassa özel amaçlarla eğitilip çalıştırılan görev köpeklerinin bu gereksinimi çok daha fazladır. Bunlar, açık havada koşma, serbest kalma, eğitildikleri alanda egzersiz yapma gereksinimi duyarlar. Yarış köpekleri, av köpekleri, koruma ve bekçi köpekleri, çoban köpekleri uzun süre etkinlikten uzak ve hareketsiz bırakılmamalıdır. içgüdüsel tepkilerini doyurmak, eğitildikleri alandaki beceri ve yeteneklerini körleştirmemek için, sık sık uygun yörelere götürülerek serbest bırakılmalı. egzersiz ve antrenman yaptırılmalıdır.
bu yayını bulduğumuz site http://animal-love1.tr.gg/HAYVAN-BAKIMLARI-ve- YED%26%23304%3BKLER%26%23304%3B-Y%26%23304%3BYECEKLER.htm adresidir.
Yorumlar
Yorum Gönder